AtPenisiTadındaHikayeler

Gececi Tayfaya Özel

amerika'da bir baba ve oğlu beraber bir karavan yolcuğuna çıkmışlar. alternatif bir tatil yapmayı planlıyorlarmış. belli bir yol güzergahı çizmedikleri için macera olsun diye anayoldan sapıp, dar bir yola girmişler. bayağı bir yol gittikten sonra çöl gibi bir yere varmışlar. etrafta in cin top oynuyormuş. bu sırada adam benzinlerinin azaldığının farkına varmış. hemen haritayı açıp en yakın yerleşim yerini aramışlar. karavan bir süre daha gittikten sonra, benzin bittiği için yolda kalmış.
baba kasabaya gidip benzin alıp geleceğini söylemiş. ancak çocuk bulundukları yerden hiç hoşlanmamış. babasına kendisini de götürmesi için yalvarmış. ancak adam çocuğun onu yavaşlatacağını düşündüğü için, karavanın kapısını kilitleyeceğini ve kısa sürede döneceğini söyleyerek çıkmış. cep telefonunu da çocuğa bırakmış. çocuk korku içerisinde beklemeye başlamış. bir saat geçip babası geri dönmeyince paniğe kapılmış. bir zaman sonra, karavanın tavanından "pıt pıt pıt" diye sesler gelmeye başlayınca telefona sarılıp, eyalet polisini aramış. on dakika sonra kasaba şerifi karavana ulaşmış. şerif ve yardımcıları kapıyı kırarak açmışlar. çocuk dışarıya çıkar çıkmaz babasının kasabaya gittiğini, ama çok geç kaldığını nefes nefese anlatmaya başlamış. kaynakwh: kaynakwh: korkunç efsaneler korkunç efsaneler
ama şerif çocuğa bakacağına karavanın altında durduğu ağaca bakıyormuş. sonra yardımcısına "çocuğu buradan uzaklaştırın" deyince, çocuk arkasını dönüp ağaca bakmış ve düşüp bayılmış. meğer karavanın üzerine pıt pıt diye damlayan, ağacın dalına asılmış olan babasının kafasız cesedinden akan kanın sesiymiş.

--------------------------------------------------------------------------------------
Çöl Cini 



Arkadaşlar, bu anlatacağım hikaye bir kitaptan alıntıdır. Sizi temin ederim ki gerçektir.... Bir tüccar gurubu, mallarını satmak için develerle çölü geçmekteydiler. Vakit akşam olunca çölün aşağı yamaçlarında bir yerde konaklamaya karar verdiler ve çadırlarını kurdular. Çölü iyi bildiklerinden nerde konaklayacaklarını ve nerede su olduğunuda iyi biliyorlardı. İçlerinden biri, arkadaşlarına dönerek, "Şu tepenin arkasında su var. Ben, biraz su alıp geliyorum." diyerek aralarından ayrıldı. Aradan belli bir süre geçti ki ne gelen var ne giden. İçlerinden bir diğeri, "Ben ona bakmaya gidiyorum. Başına bir iş gelmiş olmasın." diyerek tepeyi aştı ve gözden kayboldu. Bir süre sonra o da geri dönmeyince, diğerleri de gittiler; fakat giden geri dönmüyordu. En sonunda kervanda bulunan genç ve güçlü bir tanesi, yanına kılıcını ve bir arkadaşını alarak tepeyi aştı. Arkadaşı, ''Aman Ya Rabbi!'' dedi. ''Bir kadın var çırılçıplak ve çok güzel. Bizim arkadaşlar da orada eğleniyorlar. Ben de yanlarına gidiyorum.'' dedi ve hızla güzel kadının yanına koştu. Genç ve güçlü olan onun peşinden ağır adımlarla gidiyor ve onu engellemeye çalışıyordu. Adam, kızın yanına vardığında herkesin parçalanmış ve organlarının etrafa saçılmış olduğunu gördü. O güzel, çıplak bayan da baş uçlarında oturuyor ve cesetlerini kemiriyordu. Adam, öyle korkmuştu ki bir anda dizlerinin üzerine düştü. Bunu farkeden kız, arkasını döndü. Ağzının kenarları kanlı, gözleri ateş kızılıydı. Tırnakları ise bir deveninki gibiydi.. Uzun saçları adamı ensesinden kavradı ve bir hamlede eliyle ciğerini söküp yanına bıraktı.. Kuvvetli olan, bu vahşet sahnesi karşısında sanki kılıcını kaldıramaz duruma gelmişti.. Sonra kız, gözlerini ona dikti. Ayakları yere basmıyor ve inanılmaz hızlı hareket ediyordu. Yaşadığı şoktan eli ayağı tutmaz duruma gelen genç, son söz olarak kendisine yaklaşan cine karşı Allah'a dua etti. Elinde birdenbire bir dua belirdi.. Genç, hızla duayı okudu. Duayı okumasıyla birlikte gökten bir yıldırım indi. Kıza öyle bir çarptı ki; kız, avret yeriden alnının çatısına kadar yarıldı.. Genç, şok içerisinde kervana döndü ve elindeki kağıtta yazan duayı kervancıbaşına gösterdi. Olan biten herşeyi de anlattı. Kervancıbaşı, pek dini bütün bir insandı.. Çöl cinlerini de duymuş olacaktı; ama inancı ve bilgisi zayıf gencin ona sorduğu soru farklıydı.. "Ey kervancıbaşı, bu dua nedir neyin nesidir?" Kervancıbaşı, duayı görünce gözleri faltaşı gibi açılıverdi.. "Ey genç insan, işte kasların ve gençliğinin yetmediği bu hususta sana yardımcı olan dua, bir Kur'an ayetidir. Bu, Bakara Suresi 255'nci ayettir. Yani Ayet El Kürsi...!" 
---------------------------------------------------------------------------------------------------

Maykıl Ceksına Verdiğim İbretlik Ayar

4 bilemediniz 4.5 yaşındaydım. kanım çok deli akıyordu. ailemle tatile gitmiştim amerikaya. yanımda cumpada1lira da vardı. yüzsüz ibne cumpada1lira . kalacağımız yere gelmiştik. müthiş bir oteldi her boku vardı. neyse odalara çıktık. ben cumpada1lira ile aynı odada kalacaktım. bu benim için çok kötü olacaktı. çünkü bu yavşak herif her dakika başı osurup duruyor ve müthiş kokutuyor. odaya yerleştik. yemek için aşağı indik. 

gittiğimiz otel çok lüx ve ünlü kişilerin tercih ettiği bir otelmiş. bu bilgiyi öğrendikten 5 dakika sonra maykıl ceksını gördüm. hemen cumpada1lira ya söyledim sikine bile takmadı ibne. o yüzsüz piçin gözü hep yemekte oldu. yemegi bitirip. cumpada1lira ile maykıl ceksinın peşine takıldık. çok heyecanlanmıştım. önümde bir dünya yıldızı vardı. kendimi belli ettirmemeye çalışıyorum ki cumpada1lira bi anda osurdu ve bizi fark ettiler. çok korktum ama maykıl ceksin bize güler yüzle yaklaştı ve bir sessizlik oldu. vee o anda maykıl ceksin da osurdu. işte o gün maykıl ceksindan tiksindim. cumpada1lira ile maykıl ceksin iyi anlaştılar. biri osuruyor biri sıçıyor. maykıl ceksin ikimizi akşam yemeğine davet etti. bizde bunu kabul ettik.

akşam olmuştu. hemen üstümüzü degiştirip yemeğe indik. yemekte maykıl ceksin cumpada1lira ile hep konuştu. benim suratıma bile bakmadı. cumpada1lira lavoboya gittiğinde maykıl ceksina hindi kalabalığa girmiş ne demiş dedim. maykıl ceksin bunekalabalık bunekalabalık dedi. bende gülerek amına koduğumun tipsiz karı görünümlü erkeği dedim. hindiler konuşurmuki yarrak kafalı diyerek oradan uzaklaştım...






Tek Kaştan Kurtuluş Hikayem

spor yapmayi ben cok severim hele de sahilin orda koşmaya bayilirim. neyse konuya geceyim beyler. gecen gun sahil kenarinda kosuyodum. herkes bana bakip guluyor ve simit atiyolardi. simit atmalarina hic anlam veremedim beyler. 100-200 metre koştuktan sonra simit atanlarin sayisi cogaldi. bu simit olayina hala anlam veremiyodum. daha sonra buyuk bi simit tanesi tam kafama geldi. uzaktan marti sesleri gelmeye basladi tuhafdir ki o martilar bana dogru geliyodu. o kadar cok marti vardiki sayamadim. hepsi bana dogru gelince arqlarinda bir bosluk olustu ordan herkes kral marti cok yasa diye bagirdilar. kral marti bana "sen nasil bizim ekmegimizi calarsin oc" dedi. bi anda hepsi bana saldirdi gagalariyla kasimi kopardilar. daha sonra bi anda hayat normale dondu herkes simiti bu sefer martilara atiyolardi. fakat hala benle tasak geciyolardi maymun gotu gibisin diyolardi. cunku her yerimdeki killari koparmislar orospu martilaaaar.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol